Safran, dünyanın en değerli baharatıdır ve bu değeri ona, renk, tat ve aroma veren eşsiz kimyasal bileşenlerinden gelir. Bu muazzam baharat stigmasında, safrana o kendine has rengini veren crocin, aromasını ve tadını belirleyen safranal ve picrocrocin maddelerini cömertçe barındırır. Safran, sadece bir baharat olmanın ötesinde, güçlü bir renklendirici, zarif bir aromatik baharat, hoş kokulu bir kozmetik, zengin bir antioksidan ve güçlü bir afrodizyak kaynağıdır. Dahası, çok yönlülüğü sayesinde tıbbi tedavilerde de kullanılır.
Yerel yemeklere lezzet katmanın yanı sıra, geleneksel halk hekimliğinde de kullanılan safran, son zamanlarda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlarda da yer bulmuş, böylece değerini daha da artırmıştır. Tarihsel olarak Akdeniz mutfaklarında sıkça kullanılan safran, bazılarına göre zorlu bir tarım sürecine sahip olabilir. Ancak, gerçekte safran, Eylül-Mayıs aylarında gelişir ve Haziran-Eylül ayları arasında toprak üstünde canlı aksam bulundurmayan bir bitkidir. Bu durum, sulama ve benzeri tarımsal girdi kaynaklarına az ihtiyaç duyulması anlamına gelir, bu da safranı küçük aile işletmelerine uygun bir seçenek haline getirir. Safran, üreticisini fazla yormayan, terletmeyen fakat yüksek gelir sağlayan ve bu nedenle yaşlılar ve emekliler için vazgeçilmez bir bitkidir.
Küresel ısınmanın etkisiyle, özellikle sulama imkanı olmayan kırsal bölgelerdeki kuru tarım alanlarında, safranın rakibi yoktur. Ve unutmayın, safran ve diğer tıbbi aromatik bitkilerin yetiştiriciliği ile ilgili her türlü sorularınıza yanıt bulabileceğiniz ve sorunlarınıza çözüm arayabileceğiniz bir yardımcınız var. Bu heyecan verici yolculukta sizi bir sonraki yazıda nelerin beklediğini merak ediyor musunuz? Öyleyse, bu bitkinin sıra dışı dünyasını daha fazla keşfetmek için e-posta aboneliğine kayıt olun ve sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edin.
Kaynak:
Safran Yetiştiriciliği – Hüseyin Koç
Tarım ve Orman Bakanlığı – https://arastirma.tarimorman.gov.tr/gktaem/Belgeler/safran_yetistiriciligi.pdf